Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Nedir?
1800'lü yıllara kadar birçok ruhsal bozukluk gibi çoklu kişilik bozukluğu, kötü ruhlardan ve şeytandan etkilenme durumu olarak kabul edilirken, 19. Yüzyılın başlarında ilk olarak Benjamin Rush tarafından dissosiyatif kimlik bozukluğu tanımlaması yapmıştır. Çoklu kişilik bozukluğu olarak da adlandırılan disosiyatif kişilik bozukluğu, bireyin kendi kimliğinin dışında başka kişi ya da kişilerin de var olmasıyla karakterize edilen bir ruhsal bozuk olarak karşımıza çıkar. Başka bir deyişle kişinin içinde bir bireyin daha (bu birey bazen birden fazla da olabilir) var olduğunu hissetmesidir. Kişinin gerçekte kendisine ait olan duygu, düşünce ve algıları sanki içinde yer alan başka bir kişiye aitmiş gibi hissetmesi durumu olarak da ifade edilebilir.
Çift kişilik hastalığı kavramını ilk defa duyan, konuya uzak kişiler için bu ruhsal bozukluk; daha çok dizi ve filmlerde karşılaşılan, oldukça dikkat çekici, çok nadir görülen, olağanüstü bir durum olarak algılanabilir. Ancak sanıldığının aksine çoklu kişilik bozukluğu, günümüzde psikiyatri kliniklerine başvuran kişiler arasında oldukça sık görülmektedir. Bu hastalıkla ilgili en dikkat çekici vakalardan birisi Billy Milligan’dır. Florida’da doğan ve 2014 yılında vefat eden Billy Milligan, dissosiyatif kimlik bozukluğu hastalığının en ünlü vakalarındandır. İstemediği 14, kendi istediği ise 10 olmak üzere toplam 24 farklı kişiliği olduğu bilinmektedir. Şimdi gelin çoklu kişilik bozukluğu nedir sorusunu biraz daha ayrıntılı bir şekilde cevaplayalım.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Dissosiyatif kimlik bozukluğu olan kişi sanki içinde kendisinden başka bir kişi ya da kişiler olduğunu hisseder. Hastanın içinde hissettiği bu farklı kişiliklere “alter” adı verilir. Bu durum (alter kişilikler) genelde hastanın kendi içinde varlığını hissettiği bir başka kişilik olarak karşımıza çıkar. Hastanın kendi içinde hissettiği bu varlık bir kişi yerine, farklı bir kişilik veya kişiliğin başka bir uzantısı olarak da algılanabilir. Bu kişinin fiziksel özellikleri, başka bir ismi, özgeçmişi, cinsiyeti, yaşı ve diğer benzeri özellikleri olabilir. Burada kritik olan husus şudur ki hastanın içinde hissettiği bu kişiliği kendisinden bağımsız, yabancı, kendisinden farklı olarak algılamasıdır.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu görülen hastalarda, içinde hissettikleri kişilik ile iletişim onun sesini duyarak, onunla karşılıklı konuşma şeklinde olabileceği gibi onun düşüncelerinin içine doğması ya da zihnine direkt olarak geçmesi şeklinde de görülebilir. Bu rahatsızlıkta, hastanın içinde hissettiği kişilik kendi kendine davranışsal ve psikolojik süreçler başlatabilmekte, kişiyi yönetip yönlendirebilmekte, onu etkisi altına alabilmekte ve hatta kişinin beden kontrolünü belirli bir süre ele geçirebilmektedir.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Hastalarında Alter Kişilikler
Genel olarak çoklu kişilik bozukluğu olan hastalarda 10'un üzerinde kişilik ya da kişilik uzantısı bulunur. Genelde bu kişiliklerin her biri birbirinden farklı özellikler barındırır. Her bir alter kişiliğin ilgi alanı, hastalıkları, hoşlandıkları yemekler v.b. birbirinden farklıdır. Ayrıca bu kişiliklerin üstlendikleri belirli roller bulunur. Asıl kişiliğe düşman olan, bunun tam zıddı ona yardımcı olmaya çalışan, çocuk yaşlarda olan, karşı cinsten olan alter kişilikler hemen hemen her disosiyatif kimlik bozukluğu hastasında yer alır. Hastaya düşman olan alter kişilikler agresif eğilimler gösterirler. Bu özellikleri ile hastayı koruyan bir işleve sahip olurlar. Bununla birlikte hastanın yaşadığı taravmatik sırları, diğer alter kişilikleri insanlara anlatmasının önüne geçerler.
Çocuk yaşlarda olan alter kişilikler ise genellikle geçmişte yaşarlar. Çocukluklarında kalmışlardır. Çocukluklarında yaşadıkları travmatik olay ve yaşantıların hala sürdüğünü zannederler. Bu yüzden sürekli korku içinde olabilirler. Çoklu kişilik bozukluğu hastalarında intihara eğilimli alter kişilikler de bulunur. Hastaların kendilerini kesme, saçlarını yolma, jilet atma, başarını bir yerlere vurma gibi kendilerine zarar verici davranışlar sergilemelerinde, intihara eğilimli ya da düşman alter kişiliklerin rolü vardır.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu ( Çoklu Kişilik Bozukluğu ) Nedenleri Nelerdir?
Çoklu kişilik bozukluğu hastalığının altında yatan neden dissosiyasyon düzeneğidir. Kopma, ayrışma manasına gelen dissosiyasyon kavramı, bağ kurmanın yani assosiyasyon kavramının tam zıddıdır. Disosiyatif düzenek; stres yaratan durumlar veya kişinin iç dünyasından kaynaklanan endişe verici uyaranlara karşı savunmaya geçen ve ruhsal dengenin devam etmesini sağlayan çeşitli savunma düzeneklerinden sadece bir tanesidir. Bununla birlikte bu savunma düzeneği devamlı olarak ağır bir şekilde kullanıldığında bazı semptomlara sebebiyet verir. Sosyal hayatta belirli bir ölçüde görülebilen disosiyatif olaylar, sık ve ağır bir şekilde tekrar etmeye başladığında disosiyatif bozukluktan söz edilir.
Yapılan klinik çalışmalar hastaların çocukluk döneminde yaşadığı travmatik olayların, erişkinlikte karşılarına çıkan disosiyatif bozuklukların temel nedeni olduğunu göstermektedir. Disosiyatif düzenek ilk olarak çocuğun yaşadığı travmatik olaylarla başa çıkma çabası bağlamında kullanılır. Fakat bu düzenek zamanla patolojik bir hal alır. Yaşadığı ruhsal travma karşısında bir çıkış kapısı bulamayan çocuk "bu yaşananlar bana değil bir başka kişiye yapılıyor”, "bunları ben yaşamıyorum” şeklinde düşünerek ruhsal dengesini korumaya çalışır. Ancak yaşanan travmalar çok ağır, sürekli tekrarlayan ve daha da kötüsü çocuğun şefkatine gereksinim duyduğu aile bireylerinden kaynaklanıyorsa, bu savunma zamanla yerleşir.
Çocuk disosiyatif savunma ile yaşadığı travmatik olayın etkisinden kaçarken, başa çıkılması ve çözülmesi gereken ruhsal durumu başka bir perspektif ile çözmek ve dengelemek üzere erteler. Bu şekilde kontrolün elinden kaçtığı duygusunun da önüne geçer. Çok önemli bir bölümü doğrulanan klinik vakalarda, disosyal kişilik bozukluğu hastalarının yaklaşık yüzde 90’ı çocukluk döneminde yaşadığı istismar ya da ihmal olayları bildirmektedir.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu ( Çoklu Kişilik Bozukluğu ) Görülme Sıklığı
Dissosiyatif kimlik bozukluğu hastalığının görülme sıklığı şizofreni hastalığı ile hemen hemen aynıdır ve bu oran yaklaşık yüzde 1’dir. Hastalık, bu görülme sıklığı oranı ile önemli bir halk sağlığı problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte çoklu kişilik bozukluğu tanı ölçütlerini tam olarak sağlamayan fakat aynı ruhsal bozukluğun daha hafif bir versiyonu olarak karşımıza çıkan atipik dissosiyasyon vakaları, yukarıda belirtilen orandan yaklaşık beş kat daha fazla görülmektedir. Bunların dışında depersonalizasyon vakaları da görülmektedir. Depersonalizasyon ise hastanın çevresinden kopması, eylem ve düşünceleri üzerinde kontrol kaybı yaşaması, kendi bedeninin ve düşüncelerinin dışarıdan gözlemcisi gibi hissetmesidir.
Disosiyatif Kimlik Bozukluğu Tedavisi
Dissosiyatif kimlik bozukluğu hastalığının belirli bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Bu hastalığın tedavisi uygun bir psikoterapi yöntemi ile mümkün olabilmektedir. Çoklu kişilik bozukluğu semptomlarının birçoğu hasta ile terapi sürecinde ortaya çıkar. Hastalar terapiye başlayana kadar alter kişiliklerinden genellikle haberdar değildirler. Psikoterapi sürecinde alter kişiliklerin farkına varmaya başlarlar ve terapi ilerledikçe de alter kişiliklerin sayısı artar. Çoklu kişilik bozukluğu olan hastanın psikoterapi sürecinde terapist alter kişiliklerle ayrı ayrı konuşur. Terapist bu yöntemle uzun vadede hastayı bütünleştirmeyi amaçlar. Bu şekilde kendileri ile konuşulan alter kişilikler zamanla birleşmeyi kabul ederler. Bununla birlikte birçok dissosiyatif kimlik bozukluğu hastası tedavi sürecinin yoğun bir şekilde sürdürülmesi ve hastanın kendisine zarar vermemesi için hastaneye yatırılır.
Çoklu kişilik bozukluğu olan hastalar, psikiyatrist ya da psikologlara dolaylı belirtilerle müracaat edebilmekte, bu durum da tanı koyma problemlerine sebep olabilmektedir. Klinisyenlerce doğru tanılama işlemi yapılmasının çok önemli olduğu dissosiyatif kimlik bozukluğu, uygun bir psikoterapi programı ile tamamen tedavi edilebilmektedir.
Ankara Psikiyatri kliniği Erdem Psikiyatri de alanında uzman psikiyatristler ile en iyi çözümleri elde ediyoruz.