Terapötik İlişki Nedir? Neden Önemlidir?
Hekim ile hasta arasındaki ilişki varlığı, Hipokrat tarafından keşfedilerek iyileşmeye giden yolun anahtarı olarak tanımlanmıştır. Terapötik ilişki, günlük yaşamımızda kurduğumuz ilişkilerden farklı olarak danışan ve terapist arasında kurulan özel bir ilişkidir. Bu ilişki tarafların tutumlarının ve kişiliklerinin yadsınamaz bir biçimde etkili olduğu bir etkileşimi içeren kendine özgü, kapsamlı ve karmaşık bir süreç olarak karşımıza çıkar. Bu bağlamda belirli kuramsal kavramlara dayanan, profesyonel ve yapılandırılmış bir ilişki biçimi olan terapötik ilişki; bir danışanın terapistine kendisini açması, kendisini rahat ve özgürce ifade edebilmesi, ona güvenmesi, terapi sürecinin başlaması ve sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için oldukça önemlidir.
Terapötik İlişki Nedir?
Terapötik ilişki, terapi sürecinde danışan ve terapist için terapinin niteliğini ortaya koyan en belirleyici unsurlar arasında yer alır. Bu ilişki profesyonel bir ilişkidir. Belirli etik kurallarla donatılmış, mahremiyeti ve belirli sınırları olan, etik kurallar çerçevesine oturtulmuştur. Uyulması çok elzem olan ve dikkat edilmesi gereken önemli unsurlar barındırır. Öncelikle bu ilişki çerçevesinin odak noktasında terapiye ait belirli kurallar yer alır. Terapinin yapılacağı zaman diliminin önceden belirlenmiş olması, görüşmenin uygun bir şekilde dizayn edilmiş bir terapi odasında gerçekleştirilmesi, terapi ortamının dikkat dağıtıcı ve rahatsız edici eşya ve objelerden arındırılmış olması önemlidir.
Profesyonel bir iş olan terapi sürecinde gizlilik ilkesine özenle dikkat edilir. Terapist danışma sürecinde danışanı ile arkadaşlık ve dostane bir ilişki içinde bulunamaz. Aynı zamanda terapist akrabaları, yakın arkadaşları, sosyal hayatta sık görüştüğü kişilerle de terapi yapamaz. Bu etik kurallar terapötik ilişki sürecinin sınırlarını oluşturur ve sürecin zedelenmesinin önüne geçer. Sağlıklı bir terapötik ilişki; uygun bir ortam, terapi kurallarına riayet edilmesi, empati yapabilme, bilgi paylaşımına açık olma, iyi bir psikopatoloji bilgisi gibi birçok faktörün yerine getirilmesi ile gerçekleşir.
Profesyonel bir danışan terapist ilişkisi sunan ve Ankara Psikiyatri Kliniği olan Erdem Psikiyatri için online ve yüzyüze çözümler için bize ulaşın.
Terapötik İletişim Teknikleri Nelerdir?
İnsanların korku, keder, yas, öfke gibi yoğun duygularla geldiği terapi sürecine başlaması, süreci devam ettirebilmesi ve bu süreçten yarar sağlayabilmesi için terapistin hastası ile kurduğu iletişimin diğer insanlarla kurduğu iletişimden farklı nitelikler taşıyor olması gerekir. Terapötik beceriler, danışanın duygusal ve psikolojik iyiliği için terapistin kullandığı iletişim teknikleri olarak adlandırılabilir. Şimdi gelin bu terapötik iletişim becerilerini birlikte inceleyelim.
1. Yakından İlgilenme:
2. Konuşmaya Açık Davet:
3. Asgari Düzeyde Teşvik:
4. İçeriğin Yansıtılması:
5. Odaklanma:
6. Özetleme:
7. Sessizlik:
Terapötik İletişim Bileşenleri Nelerdir?
Psikoterapi danışanın iç dünyasını keşfetmesi, kendine ve dünyaya bakan yönü ile farkındalığını artırması olarak nitelendirilebilir. Terapi süreci ile bireye duygu, düşünce ve davranışlarına dışarıdan bir göz ile bakabilme becerisi kazandırılmaya çalışılır. Bu profesyonel yolculukta terapistin terapötik etki yaratabilmesi için belirli koşulların sağlanması ve bu koşulların bir arada olması gerekir. Bu terapötik koşular terapötik bileşenler olarak da adlandırılır ve başlıca şu şekilde sıralanabilir:
Empati:
Empati, karşınızdaki kişinin duygularının yoğunluğunu algılama ve anlama yeteneğidir. Empatide iki yön söz konusudur. Danışanın söylediklerini anlam bakımından anlamak ve danışanın duygularını anlayarak ona iletmek. Başka bir ifade ile terapistin olgulara danışanın gözü ile bakabilmesi ve onun hissettiklerini anlayabilmesidir. Terapötik beceriler, empati kurarken sadece danışanın sözel tepkilerine değil; duruşuna, konuşma temposuna, ses tonuna, jest ve mimiklerine de dikkat etmeyi gerektirir.
Saygı:
Saygı; danışanın terapötik ilişki çerçevesinde ayrı bir kişi olarak düşünce, duygu ve eylemlerinde özgür olduğunun kabul edilmesi ve bu durumun terapist tarafından ona iletilmesidir. Danışanın kim olursa olsun; ister zengin ister fakir, ister zenci ister beyaz, ister dindar ister dinsiz hoşgörü ile kabul edilmesidir.
Saydamlık:
Saydamlık; dürüstlük, içtenlik, doğruluk anlamına gelir. Tıpkı bir cam gibi bir taraftan bakılınca diğer tarafın görülmesidir. Terapötik ilişki çerçevesinden bakıldığında ise bazı ince detaylar barındırır ve iki yanı bulunur. Birincisi yaşanılan duyguların farkında olmak ve bunları eğer uygunsa iletmektir. Mesajı alacak olan kişi buna hazır değilse mesajın iletilmesinin uygun olmayacağı unutulmamalıdır. Başka bir ifade ile saydam olma uğruna danışanın henüz duymaya hazır olmadığı bazı şeyleri ona iletmek saydamlık değil saygısızlık olur.
Somut Olmak:
Bu terapötik koşul terapistin danışanı genel konuşmalar yerine belirgin, kendine özgü duygu, değer ve düşünce sorunlarını anlatması için güdülemesi ve cesaretlendirmesi olarak nitelendirilebilir.
İlişkinin Simdi ve Buradalığı:
Terapötik ilişki içinde danışan ile terapistin o andaki etkileşimine denir. İlişkinin şimdi ve buradalığı terapötik iletişim için çok önemlidir. Çünkü danışanın terapist ile ilişkisi diğer sosyal ilişkilerinin ve etkileşimin bir yansımasıdır. Bir başka deyişle terapötik etkileşim içerisinde danışanın davranışları genelde dış dünyadaki kişilerle olan ilişki biçimini sergiler.
Kendini Açma:
Terapi ortamında terapötik ilişki çerçevesinde; danışanın kendini yalnız hissetmemesi ve iç görü kazanması amacı ile terapistin kendi yaşantısı ve duyguları ile ilgili paylaşımda bulunması kendini açma olarak ifade edilir. Terapist bu yöntemi kullandığında kendisinin insanüstü bir varlık olmadığını, danışan gibi olumlu ya da olumsuz duygulara sahip olabileceğini danışana iletmiş olur.
Özel Durumlarda Terapötik İletişim Nasıl Gerçekleştirilir?
Tüm başarılı hizmetlerin kritik bileşeni iletişim becerisi olarak gösterilir. Bir doktor, öğretmen, hemşire v.b. muhataplarına aktardığı bilgi ve talimatları terapötik iletişim becerileri ile etkili bir biçimde iletebilir. Örneğin son yıllarda çocuk kliniklerinde çocuk hastaların hastanede yaşadıkları korku, endişe gibi olumsuz duyguların üstesinden gelebilmek, çocukların gerginliklerini üzerlerinden atarak, ağrıyı azaltmayı sağlamak ve onlarla daha etkili iletişim kurabilmek için terapötik oyun kavramı oldukça popüler hale gelmiştir.
Terapötik iletişim bir terapistin danışanını sözlü ve sözsüz iletişim yoluyla daha iyi anlamasına yardımcı olan, hastaların duygularını ve fikirlerini rahatça ifade etmelerini teşvik eden en kritik araçlar arasında yer alır. Danışanın kendini güvende hissetmesi, dinlendiği ve anlaşıldığına inanması, kendini açması ve iyileşme sürecine girmesi ancak danışan ile terapötik ilişki kurulduğunda ve terapötik beceriler etkili bir şekilde uygulandığında sağlanabilir.
Erdem Psikiyatri olarak terapötik iletişim becerilerini alanında uzman çalışma arkadaşlarımızla kaliteli ve profesyonelce sizlere aktarıyoruz.